kaç yol denedim olmadı
kavuşmak için
sakla beni yüreğindebir sır gibi
sorma şimdi
neden
niçin
kavuşmak sana sarp yollardan
karanlık yalınayak
üç bela yedi kurşun
küfür
dayak
ah ne mümkün çocuk
ne mümkün kavuşmak
konuşmak yasak
kalbimdeiçimde tütüyorsun
yanıyorum
ellerini tutmak
saçlarını okşamak istiyorum
utanıyorum
aşk işte
her yeri ateş bu aşkın
ateşlerde yüreğim
yüreğimde sen
birlikte yanıyoruz
bi görebilsen
al beni sakla beni akşam karası gözlerinde
yalnız değiliz korkuyorum
dertlerim dokuz boğum
ya gel kaçalım kaf dağına çocuk
ya da
ben yokumağustos
98
Yüzümüzden olduk bu yüzden Üstümüze geliyorduŞubatın ağzı bozuk rüzgârları
Takvimleri değiştire değiştireyürüdük
İnsandaninsana
Binalar kendine boyarken bizi
Habersizdik küçük göğümüzün altında
Şehir oldu çocukluğumuz
Zehir oldu
Her yeni şey eskiydi aslında
Ama hiçbir şey söylemiyordu
Suretleri ovalar dolusu topraktan ademlerin
Ve biz kara trenlerin kirlettiği raylarda
Ü ş ü y o r d u k
Sükûnet gibi kimsesiz
Ve düğün kadar kırmızıyken
Yokluğa boğulmuş pencerelerden
Üstümüze gelirdi
Şubatın ağzı bozuk rüzgârları
Yüzümüzden ayrıldık bu yüzden
Gülüşleri silah gibiydi
Bir kadının saflığı titriyordu kendi
Gözlerinde
Sözlerinde titriyordu kelimeler
İz bırakan öpüşlerin sıcaklığından habersiz
Buzlu kahırlar dehşetinde kara ateşten
Duman gibiydik
Sel gibi bulanık
Ateş balesi yüreğimiz
Kapıdan kapıya yokluğun
Tut elimi cefakarım
2003 harun yavruoğlu
sen
Deniz oldun
Balık oldum oltasında Hıdır’ın
Sen bir deniz oldun o kadar.
Kara viran bir deniz.
Ben,Derviş oldum ıslağında kıblesiz.
Son günahın olsun bu.
Huyundur vefasızlık,Nisan hıçkırığında
Hüzündür.
Hırçın bir deniz oldun.
Kum oldum kıyılarında.
Tayfa,
Miço,
Kaptan,
Kaptan-ı derya oldum da;
Yine de dalga geçtin çekinmedenbir istavrit gecede,
Suyuna sığınmış yüreğimle.
Gülüşlerinin soğuk yüzsüzlüğü,
İçimin çiçeğini soldurdu bahar koktuğumda,
Sana yaslamışken umutlarımı;
Çöl oldun.
Mecnun oldum.
Acılara koydun başımı.
Serin karanlığında;yosun oldum kaya dibinde.
Sen mavi koktuğunda,Yunus oldum.
Şimdi;günahın adın oldu yüzünde Karadeniz.
Derin siyahlığında ölüm soğukluğu saklı;
Hasret acısı kıyılarında.
Oysa sen;yüksek mavide yıldız iken,
Suyunda yaşadım hayatı,hatırına.
İnci mercan oldun,
Esir can oldum,
Perişan oldum hatırına.
Kıymetim idin,
Kıyametim olun.
Son günahın olsun bu
harun yavruoğlu 2001
Lefipon Göğüm su derinliğinde
Yüreğim Bekçi kıranı
VeYayla gülüşlü olurum yeniden
Bir elimde zifin çiçekleri
Seni her düşündüğümde
Beyaz bir duman olur
Gideriz yine
Bir tohum olur
Harman olur yüzümüzde
Kaç damla kardeşiz
Kaç okyanus sevgili
Kaç göz yaşı kavgamız seninle
Seni her sevdiğimde
Asker olur yine ayrılıklarımız
mektup, mektup kavuşuruz yeniden
suretini kışlara kışlalara çizerim
soğuk ve sıcak gibi
gece ve gündüz gibi
3 ay 30 yıl gibi
Giden bir gemi gibi karadan
Şimdi kalbimde saklısın lefipon
Karıştırdım sayfalarını kendime
Kırmızıdan daha uzun bir çığlık gibisin
Duydum yokluğunu lefipon
Seni her sevdiğimde
Kır evinde çocuk olurum
Kurtlar ormanında büyürüm senin için
Görmemişim
Habersizim bilmiyorum
seni her sevdiğimde girmediğim kapılardan geçtim
tepeler gibiydin beni vurulmuş asker gibiydim
sanal
e f i p o n
Harun Yavruoğlu
yumiko şogun bakışlarda yutar kanını sevdanın
cennetler harakiri
yalar ruhunu yalnızlık
mevta soğukluğun da yitirir kokusunu
Japon gülü hiroşimada
duvarsız hücrelerde eskitirgüzelliğini
Yumiko
Değmez yüreğine kanadı aşkın
Yok ezberinde gözyaşı
Tanrısı taş
Yumiko kum
Çıkamadı içindeki dağlara
Diyemedi“b e n y o k u m”
Gülemez utanıyorYumiko
Aşkı hızlı bir trensanıyor
Bilmiyor ayın şavkını
Leyla masların kızıymış sayfalarda
Hiç kullanmamış yüreğiniY u m i k o
Tutmamış ellerini sevdanın
Oysa biz her gece heybelide
Mehtaba çıkardık
Nerden bilecek Yumiko
harun yavruoğlu2000
evvel zaman içinde yerin yüzü yoktuyüzümü görmeye
ay yoktugüneşyoktu
kuş uçmaz kervan geçmezbir mavide
yalnız benvardım
rüzgar rüyasında görürdü
eteklerini kızların
ocak
şubat
marty o k t u
sen yoktun elli bin asır ağladım
ne süt
ne lokum
ne kundak
seni aradım
nisan doğurmuş beni çiçeklerinden
sarmış karanlıklara kör ebem
gören olmadı
dedim ya
yerin yüzü yoktuyüzümü görmeye
ay yoktu
güneş yoktu
kuş uçmaz kervan geçmezbir mavide
yalnızbenvardım
harun yavruoğlu 29.04.2001
Hiç birini senin kadar
Seninle bakışırken
Şakalaşırken
Yazıldı bu dizeler
Bu dizeler yazılırken ben
Mutluydum Şimdi uzaklardasın
Ve ben şimdi yine mutluyum
D i y e m e m
Göz göre göre
Bile bile
Boşuna yoruyor beni yokuşlar
Yalan söylüyor
Göçer kuşlar da
Diyemem
BilirimGüzelsin dişisin
Şimdi nerede hangi gülüşün
Azı dişisin de diyemem
Bu şehirde faytonlar vardı
Çıngıraklı şıracılar
Çadır tiyatroları vardı
Daha çok da dram oynardı
Ama sen yoktun
Ve ben o zamanlar
Hiç kimseyi sevmedim de
diyemem
Çok sevdalar gördü başım
çok sevdalar yaşamışım
ama hiç birini
senin kadar
sevmedimd
i y e b i l i r i m
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder